İ -
- iç ışık: Fotoğraf kağıdına negatif görüntüyü pozlayan, agrandisör aygıtının ışığı. / Video görüntüsünün monitörde oluşmasını sağlayan, ekrandaki piksellerden oluşan ışık.
- iğne deliği fotoğraf makinesi: Dört tarafı kapalı, içine ışık sızdırmayan, objektif yerine iğne deliği olan fotoğraf makinesi. İğne deliğinden giren ışık kutu içinde deliğin tam karşısında görüntü oluşturur. Görüntünün oluştuğu yere duyarlı malzeme konularak fotoğraf çekilir; pin hole fotoğraf makinesi.
- ikinci banyo (fixation): Saptama banyosu yerine yaygın ve yanlış olarak kullanılan bir terimdir. Aslında kimyasal işlem olarak üçüncü sırada yer almakla birlikte, kendisinden önceki aşamaya “ara banyo” denildiğinden kimilerince “ikinci banyo” olarak adlandırılmaktadır. bkz sabitleme banyosu.
- imge: Olay, kişi ya da nesnelerin zihinde beliren görüntüleri. Daha önce algılanan nesne ve olayların zihinde yeniden canlandırılması, algıların zihindeki izleridir.
- ince gren (fine grain): Duyarkatı oluşturan gümüş tuzu katmanının çok küçük zerreciklerden oluşmasıdır. Zerreciklerin küçüklüğü filmin ışığa karşı duyarlığını azaltırken film kontrastını artırır.
- ince gren geliştirici banyolar (fine grain developers): Filmlerin geliştirilmesi işlemi sırasında zerreciklerin birleşme eğilimlerini kıran bir özelliğe sahip geliştirici banyo türüdür.
- indeksli renk modu (indexed color mode): Bir görüntünün toplam en fazla 256 renkten oluştuğu renk modu. Renkli bir görüntü indeksli renk moduna dönüştürüldüğünde renkler 256 renk paletinden en yakın olanına dönüştürülür ve böylece bir renk sınırlaması yapılmış olur. Renk kalitesi çok fazla bozulmadan dosya boyutu düşürüldüğünden multimedya ve internette kullanım için elverişli bir renk modudur.
- intensifikasyon (intensification): bkz yoğunlaştırma.
- internegatif (internegative film): bkz ara negatif.
- iri gren (course grain): Duyarkatı oluşturan gümüş tuzu katmanının iri zerreciklerden oluşmasıdır. Zerreciklerin büyüklüğü filmin ışığa karşı duyarlılığını artırırken film kontrastını azaltır.
- iris diyafram: Objektifin elemanları arasında yer alan, tek tek yapraklardan oluşan, dairesel olarak açılıp kapanarak objektifin içinden belli miktarda ışığın geçmesini sağlayan sistem.
- izokromatik (isochromatic): Ortokromatik sözcüğünün eşanlamlısı olup kimilerince bu kelime yerine kullanılır.
I -
- ICC: Görüntüleme ve baskı ortamlarında kullanılan International Color Consortium (Uluslararası Renk Konsorsiyumu) profili.
- IR ayarı (IR setting): Hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinin odaklama bilezikleri üzerinde kırmızı renkle işaretlenmiş olan bir olup kırmızı ötesi film kullanıldığında odaklama yapılabilmesi için referans noktasını oluşturur. Kimi zaman yalnızca “R” harfi ile de ifade edilebilir.
- ISO (International Standard Organisation – Uluslararası Standartlar Organizasyonu): Duyarkatın (filmin ya da algılayıcının) ışığa karşı duyarlılığını ya da hızını gösteren standart bir sayılandırma sistemi. ISO sisteminin sayıları artık kullanılmayan ASA sayılarıyla aynıdır. Değer büyüdükçe duyarkatın ışığa karşı duyarlılığı da artar. Örneğin 400 ISO’luk filmin hızı, 200 ISO’luk filmin hızından iki kat fazladır.
- ışığa duyarlı elektriksel hücre (photo-electric cell): Işıkölçerlerde ve algılayıcılarda kullanılan ve üzerine ışık düştüğünde bundan etkilenen bir hücredir. Üzerine ışık düşmesi durumunda bu hücrelerde küçük bir elektrik akımı oluşur. Düşen ışığın şiddeti arttıkça oluşan elektrik akımının şiddeti de artar.
- ışık (light): Elektromanyetik tayfta 3800-7600 Å (380-760 nm) dalga boyuna sahip olan ve görülebilir nitelikte yayılan enerji. Farklı dalga boyları farklı renklerdeki ışığı simgeler. İnsan gözünün algılayamadığı, görünmez bölgedeki ışıklar da vardır.
- ışık aynası: Fotoğrafçılıkta ışığı yansıtmak için ışık kaynağının önüne konulan nesne.
- ışık gözü (photocell): Üzerine ışık düştüğünde bunu elektrik erkesine çeviren aygıt, fotosel.
- ışık kaynağı (light source): Işık yayarak konunun aydınlatılmasında kullanılan araçların genel adı. Örneğin güneş, tungsten lamba, flaş birer ışık kaynağıdır. Ay, ayna ve yansıtıcılar optiksel olarak ışık kaynağı değildir. Işık kaynakları doğal, yapay; akkor (sıcak), soğuk ve noktasal, boyutlu olarak gruplandırılır.
- ışıkla boyamak (painting with light): Örtücü perdeyi açık tutup ışığı çevrede gezdirerek yapılan işlem.
- ışıklılık: Bir merceğin geçirebileceği en çok ışık niceliği.
- ışıkölçer (pozometre / exposure meter): Fotoğraf makinesinde, doğru diyafram açıklığı ve örtücü hızını belirleyebilmek için var olan ışığın miktarını ölçen düzenek. Günümüzde hemen tüm fotoğraf makinelerinin ışıkölçeri bulunmaktadır. Ayrıca el ışıkölçerleri de vardır. Bu aygıtlar kullanıcıya daha fazla seçenek sunar ve daha hassastırlar. Fotoğraf makinelerinin üzerinde bulunan tipte ışıkölçerler gibi konudan yansıyan ışığı ölçen aygıtlara yansımalı ışıkölçer denir. Konu üzerine düşen ışığı ölçen aygıtların kullanımı da bir diğer ölçüm tekniğidir.
- ışık siperliği (lens hood): Metal ya da plastikten yapılan ve istenmeyen ışıkların objektif yüzeyine düşmesini önleyen, objektifin ucuna takılan parça. bkz objektif gölgeliği.
- ışık toplayıcı (condenser): Dağınık ışık demetlerini toplayarak yoğunlaştıran optik sistemdir. Işık toplayıcıları hem aydınlatma kaynaklarında (fresnel cam olarak) hem de agrandisörlerde kullanılırlar.
- ışık yumuşatıcı (diffuser): Işığı yayan ya da yumuşatan her türlü malzemeye verilen genel ad. Işık yumuşatıcısı ışık kaynağına yaklaştıkça yumuşatma etkisi azalır.
- ışılrenkseme: Güneş ışığına bırakıldıklarında kimi maddelerin renk değişimine uğraması.
- ışın: Işığın yayılma yollarını ya da dalganın yayılma doğrultusunu gösteren kuramsal çizgilere verilen ad.